- izin veren
- 1. permissive 2. permitting (n.)
Turkish-English dictionary. 2013.
Turkish-English dictionary. 2013.
MÜBÎH — İzin veren, müsaade eden … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
cevâz bahş — izin veren; müsaade eden … Hukuk Sözlüğü
MUCÎZ — İcâzet veren, izin veren … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
bütçe — is., Fr. budget 1) Devletin, bir kuruluşun, bir aile veya bir kimsenin gelecekteki belirli bir süre için tasarladığı gelir ve giderlerinin tümü Düğün sahibinin bütçesi ne kadar dar ve mütevazı olursa olsun, hokkabaz şarttı. S. Ayverdi 2) Devlet… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çek valf — is., fi 1) Depodaki suyun geri kaçmasını önlemek için kullanılan araç, çek vana 2) İçinden gaz, buhar ve yakıt akışının geçmesine bir yönde izin veren, ters yönde akışını otomatik olarak kapayan ve durduran vana, çek vana … Çağatay Osmanlı Sözlük
MÜSAİD — Muvafık, uygun. Yardım eden. İzin veren … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ÂZİN — Kefil. Birinin yerine kefalet eden. * Kapıcı, perdeci. * İzin veren … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
uyandırmak — i 1) Uyanmasına yol açmak Anası sabah namazı okunurken Ali yi uyandırdı. S. F. Abasıyanık 2) Çıra, lamba, soba vb. ışık veren şeyleri yakmak, tutuşturmak Köşede kuru odun var, uyandır ocağı. A. Gündüz 3) mec. Üstü küllenmiş ateşi yeniden… … Çağatay Osmanlı Sözlük
MÜCÎZ — (İcâzet. den) İzin ve icâzet veren … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ŞAHADETNAME — f. Bir işin yapılmasına müsaade veren resmî izin kâğıdı. Vesika. Diploma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük